GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK
KÜLTÜR VE SANATI
Kervan
yolu üzerinde yaşamaları ve ayrıca kültür katmanlaşması açısından yoğun
bölgelerde yerleşmiş olmalarından dolayı Türk toplulukları, kültür iletişiminde
açık bir yapıya sahiptir. Bu yapı sürekli kendini yenileyen sanat
bileşimlerinin oluşmasına neden olmuştur.
Türklerde,
toplumdaki ekonomik ve sosyal yapı, değiştikçe özellikle mimaride sürekli bir
kültürel ve teknolojik değişim görülür.
Dokuma,
deri, kerpiç, toprak ve ahşap gibi ilkel yapı malzemesi kullanmış olan göçebe
toplumu, kültürel ve teknolojik gelişmeye kendi katkısını da ekleyerek yeni
sanat anlayışları, kültür anlayışları ortaya koymuştur. İslam dini, mimarlık
dışında diğer sanatlara da değişim getirmiştir.
Mimarlıkta,
Anadolu’nun Türkleşme ve İslamlaşma süreci içinde ele geçirilen yerleşmelerde
var olan yapı potansiyelinden yararlanılmıştır.
Kısa bir
süre sonra cami, medrese, türbe, kümbet, kervansaray, hamam gibi yapı
türlerinin en güzel örnekleri vermişlerdir.
1557
yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan Süleymaniye
Camii, İstanbul’daki Osmanlı Mimarisi’nin en güzel örneklerinden biridir.
Camide mihrap çinileri, köşelerde narçiçeği ve bitki süslemeleri, minber
köşesindeki kabartma süslemeler, cami kapıları ve pencere kenarlarındaki fildişi
ve sedef kakmalar, sanat şaheseridir.
1253
yılında Selçuklular zamanında yapılmış olan Çifte Minare olarak da adlandırılan
Hatuniye Medresesi, 26 m
yükseklikte ve üzeri çinilerle süslü iki minareye sahiptir. Medresenin
ortasındaki avlunun etrafında 38 odası bulunmaktadır. Bu medrese Erzurum’da yer
alan önemli tarihi, kültürel eserlerimizden biridir.
Türbe
mimarisinin en güzel örneklerinden biri de Mimar Sinan’ın Şehzade Mehmet için
yaptığı türbedir. Mimar Sinan, türbenin dış cephelerinde elde ettiği tesiri, iç
kısımlarda da aramış ve erişilmez güzellikte bir atmosfer meydana getirmiştir.
Duvarlar tamamen çinilerle kaplanmış pencereler alçıdan yapılmıştır. Bu eser
eşsiz çinileriyle devrinin en mükemmel örneklerindendir.
Mimaride
sürekli ileriye dönük olan bu bikrim ve gelişim 16. yüzyılda Türk mimarisinin
evrensel nitelik kazanmasına temel oluşturmuştur. Daha sonraki dönemlerde sivil
mimarlık, Osmanlı Saray Mimarlığı da gelişmiş, köşkler, halk konutları ve evler
inşa edilmiştir.
Topkapı
Sarayı’na, Bab-ı Hümayun adı verilen tören kapısından girilmektedir. Saray
alanı içerisindeki köşkleri, hamamları, kitaplıkları, mescitleri, medreseleri,
fırın ve mutfakları, çeşme, havuz, sarnıç, hastane, silahhane, darphane, harem
gibi yapıları ve odaları ile ayrı bir şehir havasındadır.
Topkapı
Sarayı’ndaki çeşitli fetihlerin anısına aynı isimlerle inşa ettirilmiş
köşklerin, iç süslemeleri, çini kaplamaları, ağaç ve taş oyma işçilikleri ile
fildişi sedef kakma sanatları en üst düzeydedir. Bugün müze olan Topkapı
Sarayı’nda, Osmanlı dönemi çini, cam işçiliği, seramik, etnoğrafik ve İslami
eserlerle, fetihlerde ele geçirilen silah, taht, hazine gibi ganimetler ve
hediyeler, zırh, miğfer, kılıçlar ve tüfeklerle, saltanat eşyaları
sergilenmektedir.
Yöresel
farklılıklar ve farklı malzeme kullanılmasına rağmen Anadolu Konutu belli ortak
özellikler taşır. Genelde konut iki kattan oluşur. Zemin kat sokağa kapalıdır.
Yaşama mekanları sokağa ve pencerelerle dışa açılan birinci kattadır. Odalar
hayat olarak nitelendirilen, bahçesi açık orta mekana açılır. Oda içinde ocak,
dolap, duvar nişleri, sedir yer alır.
Bu
geleneksel mimari İstanbul’da, batı mimarlığının çeşitli biçimleriyle
biçimlenmiş, büyük ahşap konak ve yalılar yapılmıştır. Sivil mimari de diğer
yapı türü köprüler.
Türk
mimarisi bezeme sanatı ile zenginleşmiştir.
Bezeme
öğeleri; tuğla, alçı, taş, çini, ahşap, cam ve madene uygulanmıştır.
Bezeme: Geometrik, bitkisel, figür ve yazı
olmak üzere dört grupta toplanmıştır. Kültürümüzün belki en önemli öğelerinden
biri de geleneksel evlerimiz, konaklarımız ve bize özgü olan görünümüyle
sokaklarımızdır.
Küçülen
dünyada sanat ve kültür alışverişinin, etkilenmenin kolay ve hızlı olması ile
yeni ve çağdaş ürünler verilmektedir. Ancak anıtsal değer ve nitelik taşıyan
sivil mimarlık ürünleri olan evlermizin korunması gerekmektedir.
Bazı Sanat
zenginliklerimiz;
Ø
Cilt Sanatı
Ø
Minyatür Sanatı
Ø
Hat Sanatı
Ø
Düz Dokuma Sanatı
Ø
Ahşap Sanatı
Ø
Yaygı Sanatı
Ø
Seramik Sanatı
Ø
Cam Sanatı
Ø
Anadolu İşleme
Sanatı
MİLLİ
KÜLTÜR ÖĞELERİMİZ
Her millet dili, gelenek ve görenekleri, inançları, ahlaki
değerleri ve sanat anlayışı ile milletlerden ayrılır. Milletlerin kendine özgü
örf ve adetleri, giysileri, bayramları, edebiyat ve sanat eserleri vardır. Bu
nedenle kültür ve milletin kimliğini oluşturur. Milleti oluşturan bireyler
farklı özelliklere sahip olsalar da bu ortak kimliğin izlerini taşırlar. Ayrıca
sahip oldukları kültür öğelerini gelecek nesillere aktararak milli benliklerini
yaşatmaya çalışırlar.
Türk milleti zengin bir kültüre sahiptir. Misafire kahve
ikram etmek, dini bayramlarda büyüklerin ellerini öpmek, hastaları ziyaret
etmek, sünnet ve düğün törenleri yapmak milli kültür öğelerimizdendir. Ayrıca
hepimizin evinde milli kültürümüz yansıtan eşyalar ve çeşitli nesnelerde
vardır.
ü
Kahve
ü
Çeyiz ‘de milli kültür öğelerimizdendir.
KAYNAKLAR
Sınav
Dergisi yayınları 4. Sınıf Tüm Dersler Nuran
KÜÇÜKAKINCI (Sosyal Bilgiler) ANKARA
2005
Tuna
matbaacılık İlköğretim 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Çalışma kitabı Sami TÜYSÜZ ANKARA 2011
WEB KAYNAKLARI
Konuyla
ilgili ayrıntılı bilgilere aşağıdaki web adreslerinden ulaşabilirsiniz…
Wikipedia
Msxlabs Forum
Türk Kültürü ve Genel Özellikleri
Türk Kültür Sanat- SEN